CEZA HUKUKUNDA YARGILAMANIN YENİLENMESİ

Av. Hüseyin KARAAHMETOĞLU               Av. Seniha HACIÖMEROĞLU

 

 

 

 

 

 

 

İçindekiler

1-) GİRİŞ. 4

2-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ KONUSUNDAKİ YASAL DÜZENLEMELER   5

A-) CEZA MUHAKEMELERİ KANUNU.. 5

B-) ANAYASA.. 7

C-) AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ (AİHS). 8

3-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ TANIMI 9

4-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURUSU.. 10

5-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURUSUNUN KABUL EDİLEREK DAVANIN AÇILMASI 15

6-) CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNDA SAYILAN YENİLENME SEBEPLERİ NELERDİR?  16

  1. a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması halinde 17
  2. b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiğinin anlaşılması halinde 18
  3. c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmesi halinde 19
  4. d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hükmün kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılması halinde. 22
  5. e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması halinde. 23
  6. f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir. 25

7-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEBİNDE DİLE GETİRİLEN SEBEPLER DEĞİŞTİRİLEMEZ  26

😎 YARGILAMAININ YENİLENMESİ İÇİN BAŞVURULACAK MAKAM    27

9-) YENİLEME İSTEMİNİN KABULE DEĞER GÖRÜLMEMESİ NEDENLERİ VE KABULÜ HALİNDE YAPILACAK İŞLEM    27

10-) MAHKEME YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEBİNİ KABUL EDERSE, DELİLLERİN TOPLANMASINA KARAR VERİR. 30

11-) YENİDEN DURUŞMA YAPILMASI VE DURUŞMA SONUCUNDA VERİLECEK HÜKÜM    32

12-) CEZANIN AĞIRLAŞTIRILMASI YASAĞI 33

13-) YARGILAMANIN YENİLENMESİNE KARŞI KANUN YOLU   33

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

CEZA HUKUKUNDA YARGILAMANIN YENİLENMESİ

(CMK m.311-323)

 

1-) GİRİŞ

 

Yargılanmanın yenilenmesi kesinleşmiş bir hükmün kanunumuzda sınırlı olabilecek hallerde hükümlünün lehine olabilecek şekilde tekrar görülmesidir. Yargılamanın yenilenmesi hakkındaki yasal düzenlemeler çok sınırlıdır. Mevcut uygulamada yasamızda yer almasına karşın uygulamayı elinde bulunduran mahkemelerin hükümlü lehine yapılan başvuruları çoğunlukla kabul etmedikleri ve sınırlı sayıdaki başvuruları kabul ederek yeniden yargılama hakkını tanıdıkları görülmektedir.[1] Bu konuyu irdelerken ilk önce yargılamanın yenilenmesi için gerekli olan yasal düzenlemelerin neler olabileceğine bakmakta yarar görmekteyiz.

 

Yargılanmanın yenilenmesindeki amaç, gerçeğin araştırılması ve böylece toplumun ve sanığın menfaatinin korunmasıdır.[2] Bir adli hatanın varlığı halinde, bir yandan kesin hüküm, diğer yandan ise hatanın düzeltilmesi zorunluluğu yer alır. Bu iki değerden birini tamamen feda etmek imkansızdır. Bunların giderilmesi zorunluluğu, yargılamanın iadesi kurumunu doğurmuştur.[3]

 

Yargılamanın yenilenmesinde herhangi bir zamanaşımı bulunup bulunmadığı belirsiz ve tartışmalıdır. Yargıtay’a göre yargılamanın yenilenmesinde herhangi bir zamanaşımı bulunup bulunmadığı hususunda yasalarımızda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, lehe yargılamanın yenilenmesinde herhangi bir zamanaşımı süresinin olamayacağı mantıklı bir sonuç olarak kabul etmiştir.[4] Yeniden yargılama devam ederken önceki hükmün iptaline karar verilmeden ve yeni bir hüküm kurulmadan, zamanaşımı dikkate alınmaz. Buna aykırı karar yasaya uymaz.[5]

 

2-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ KONUSUNDAKİ YASAL DÜZENLEMELER

 

Bu konuda karşımıza genel anlamda Anayasa’mızın 2. ve 36. maddesi ile özel anlamda Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 311. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi çıkmaktadır.

 

 

A-) CEZA MUHAKEMELERİ KANUNU

 

Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri

Madde 311 – (1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:

  1. a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
  2. b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
  3. c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
  4. d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
  5. e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
  6. f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

(2) Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.

 

B-) ANAYASA

 

  1. Cumhuriyetin nitelikleri

Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

 

XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler

  1. Hak arama hürriyeti

Madde 36 – Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.

 

C-) AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ (AİHS)

 

Yargılanma Hakkı

Madde 6 – Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar alenî olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut, aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir.

  1. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.
  2. Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:
  3. a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
  4. b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;
  5. c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek;
  6. d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek;
  7. e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.

 

3-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ TANIMI

 

Yargılanmanın yenilenmesi başvurusu bir olağanüstü yargı yoluna başvuru şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Mahkeme hükmünün kesinleşmesinden sonra hukuka aykırı olduğunun anlaşılması halinde yargılama yeniden yapılır. Yanılgı veya yanlışlıklar hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkar.[6] Yargılanmanın yenilenmesi konusunda net bir tanım olmadığı gibi, bu konuda doğru kabul edebileceğimiz tanım CMK’nın 311. maddesinin açıklaması ile kabul görmelidir.

 

Ülkemiz açısından kolluk kuvvetlerinin faaliyetlerindeki ve yargılamayı yapan mahkemelerin işleyişindeki aksaklıklar mahkemece verilen kararlar tartışma neden olmaktadır. Bu hak, verilen kararın hükümlüler açısından yeniden değerlendirilmesi ve ardından hatalı olan bu hükmün kısmen veya tamamen ortadan kaldırılmasını sağlamaya yöneliktir. Yargılamanın yenilenmesi ile CMK’nın 311-323. maddelerinde ayrıntılı bir şekilde sayılan nedenlerden birinin varlığı halinde infazı gerçekleşmiş olsun ya da olmasın verilen hatalı kararın düzeltilmesi amaçlanmaktadır.

 

Olağanüstü kanun yollarından biri olan yargılamanın yenilenmesi Anayasa’nın 2. maddesinde de yer aldığı üzere “hukuk devleti” olma özelliğinin bir parçasıdır. Yargılama başlar ve biter. Yargılamanın bitmesi ve kararın kesinleşmesi sonrasında hukuk devletinin devamlılığı açısından maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla verilmiş olan hükmün sanığın lehine veya aleyhine sonuçlanması mümkündür. Karar kesinleştikten sonra hükme esas olabilecek yeni ve meşru bir delilin ortaya çıkması durumunda önceden verilmiş olan hatalı bir kararın ortadan kısmen veya tamamen kaldırılmasına ilişkin başvurunun yapılabilmesi kişisel bir hak olmalıdır.

4-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURUSU

 

Genel olarak olağan kanun yollarına başvurabilecek kimselerin, yargılanmanın yenilenmesi isteminde de bulunmaları mümkündür. Re’sen yargılamanın yenilenmesi hukukumuzda mümkün öngörülmemiştir.[7] Yargılamanın yenilenmesi başvurusunun nasıl yapılacağı konusu CMK’nın 318. maddesinde açıklanmaktadır. Yenilenme ancak kesin olan hükümlere karşı uygulanan bir olağanüstü kanun yolu olarak kabul edilmekte ve yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı noktasında karar verecek olan mahkeme aleyhine başvurulan kararı veren mahkemedir.[8] Mahkeme bu başvuruyu CMK’nın 318. maddesinde açıklanan şekliyle değerlendirecektir.

 

Yenileme isteminin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii kenar başlıklı CMK’nın 318. maddesi;

 

“(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.

(2) 303’üncü madde gereğince Yargıtay’ın doğrudan hüküm kurduğu hâllerde de hükmü vermiş olan mahkemeye başvurulur. [9]

 

(3) Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın verilir.” şeklindedir.

 

Maddeden anlaşılacağı üzere yargılamanın yenilenmesi hususunda hükmü veren esas mahkemeye başvurulacağı ve hükmün temyiz edilmemiş olması veya temyiz edilmiş olup Yargıtay aşamasından geçip kesinleşmesi arasında bir fark görülmemektedir. Eğer ilk derece mahkemesi Yargıtay ilgili dairesi ise bu kez yenileme talebi hükmü veren ilgili Yargıtay dairesine başvurularak yapılmalıdır. CMK m.317 “Kanun yollarına başvurma hakkındaki genel hükümler, yargılamanın yenilenmesi istemi hakkında da uygulanır.  Yargılamanın yenilenmesi istemi, bunun yasal nedenleri ile dayandığı delilleri içerir.” şeklindedir.

 

Yargılamanın yenilenmesi istemi bir dilekçe ile hükmü veren mahkemeye başvurarak yapılmalıdır. (CMK m.318) Yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapıldığı ve bu başvurunun kabul edilmesi durumunda daha önce hatalı olduğu iddia edilen hükmü veren mahkemenin hakimleri yargılama dışında kalarak yargılamaya katılmayacaklardır. (CMK m.23) Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilerek buna yönelik davanın açılmasının ardından hakimlerin daha objektif karar verebilmesi amacıyla ilk hükme katılan hakimlerin katılamayacağı bir yargılama başlatılmalıdır.

 

Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğunda bu istemi haklı gösterecek delillerin sunulması şarttır. (CMK m.317) Zira talepte bulunulan mahkeme istemin kabule değer olup olmadığına karar verecektir. CMK m. 321’ye göre yargılamasının yenilenmesi nedeniyle hükmün infazı ertelenmeyerek, infaza devam olunacaktır. İnfazın geri bırakılması veya durabilmesi için başvurulan mahkemenin bu konuda bir karar vermesi söz konusu olmalıdır.

 

Yargılamanın yenilenmesi kurumunda kişilerin kural olarak süre ve sayı sınırı olmadan kesinleşen her karara esas olabilecek yeni delillerin veya yeni olayların ortaya çıkması durumunda davayı gören mahkemeye başvuru hakkı vardır.[10] Hükmün kesinleşmesi sonrasında mahkemece verilen kararda Anayasa’nın 2. ve 38. maddesine aykırılık bulunulması durumunda başvuru sahibinin talebi olmaksızın bu kararı veren mahkeme re’sen yargılamanın yenilenmesine karar verecektir.[11] Buna karşın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hak ihlaline yönelik vermiş olduğu kararlar sonrasında kazanılmış bir hak olmadığı gibi, bu halde yeniden ve re’sen yargılama yapılmamaktadır. AİHM kararlarında hak ihlali olduğuna karar verilmesi durumunda eski AİHM hâkimi Rıza Türmen’in açıklamaları “Türk Mahkemeleri yeniden yargılamaya gerek yok derse, AİHM kararına aykırı bir görüş teşkil etmeyecektir.[12] şeklindedir.

 

5-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURUSUNUN KABUL EDİLEREK DAVANIN AÇILMASI

 

Mahkemece verilen kararın kesinleşmesi sonrasında ilgili mahkemenin vermiş olduğu kararın hatalı veya eksik olduğunu ileri sürerek bir dilekçeyle yargılamanın yenilenmesi talebiyle kararı veren mahkemeye başvurabilir. (CMK m.317) Bu başvurunun kabul edilmesi halinde ilk hükmü veren hakimler yeniden yargılama yapılacak heyette görev alamazlar.[13]  Hâkimin daha önce vermiş olduğu kararı değiştirmesi veya kaldırması konusunda objektif kalamayacağı tezi savunulmaktadır. Yeniden dava açılarak yargılama yapılması istemiyle verilen dilekçede yenileme sebeplerinin net bir şekilde izah edilmesi ve bu sebeplerin yasal dayanaklarının eklenmesi gerekmektedir. (CMK m. 317/2)

 

CMK’nın 312. maddesine göre yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmiş ve bu nedenle yeniden yargılamaya başlanılmış olsa dahi bunun hükümde yer alan infazı kaldırmayacağı, geri bırakmayacağı veya ertelemeyeceğinden bahsedilmektedir. Bu hallerde başvuruda bulunan infazın geri bırakılması veya ertelenmesini mahkemeden talep eder ve konuyu inceleyen mahkeme bu konuda bir karar verir.

 

Yargılamanın yenilenmesi sadece daha önce verilen ve kesinleşen hükümlere yönelik uygulanan olağanüstü bir kanun yoludur. Mahkemeye dilekçe ile başvuru sonrasında (CMK m.318) dilekçe ile birlikte yasal delillerin de dilekçede belirtilmesi veya eklenmesi gereklidir. Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul kararı hemen verilebileceği gibi araştırmalar neticesinde sonradan da verilebilecektir.[14] Eğer yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan kişi, bu talebinde haksız veya kötüniyetli davranıyor ise eski CMUK m.342[15] ye göre ağır para cezasına mahkûm edilmekteyken, CMK’da bu hükme yer verilmeyerek başvuruda bulunan kişiye karşı herhangi bir müeyyide uygulanmamaktadır.

 

6-) CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNDA SAYILAN YENİLENME SEBEPLERİ NELERDİR?

 

Kesinleşen bir kararda hükümlü lehine olacak şekilde bir hata varsa bu hükmün kısmen veya tamamen değişme amacıyla yargılamanın yenilenebileceği CMK’nın 311. maddesinde belirtmektedir. Yargılamanın yenilenmesi nedenleri kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, bunlar dışındaki bir nedenle bu kanun yolunun işletilmesi kanuna aykırılık teşkil edecektir.[16] Hükümlünün bildiği veya bilmesi gereken bir olay veya delil, mahkemece bilinmemekteyse veya öğrenilmekle birlikte araştırılıp incelenmemişse bu husus yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilir.[17] Kesinleşen hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür;

 

  1. a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması halinde

 

Duruşmada kullanılan ve mahkemenin karar vermesinde doğrudan veya dolaylı bir şekilde etkili olan bir belgenin sahteliği ortaya çıkarsa yeniden yargılama başvurusunun kabul edilmelidir. Burada belge kavramından sadece yazılı olanları değil, bu amaca hizmet edebilecek tüm aygıtları sayabiliriz. Örneğin bir CD ilk bakışta yazılı bir görünüm arz etmese dahi içeriği açısından bir yazılım içerdiği için kuşkusuz belge olarak sayılmalıdır. Bu açıdan bir CD’nin içeriğinin sahte olarak düzenlendiği saptandığında bunu CMK’nin 311/1-a maddesine göre belge olarak nitelendirmek gerekir.[18]

 

  1. b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiğinin anlaşılması halinde

 

Bu fıkradan anlaşılan olgu yalancı tanıklıktır. Yemin verilerek dilenen yalancı tanıkların veya bilirkişilerin bilgi veya görüşleri mahkemenin kararında doğrudan etki yapıyor ise yargılamanın yenilenmesine hükmedilmesi gerekecektir. (CMK m 311/1-b)

 

Dinlenen tanıklar ve bilgisine başvurulan bilirkişilerin açıklamaları hükümlünün kasıtlı bir şekilde aleyhine olacak şekilde bir beyan içeriyor veya tamamıyla gerçek dışı bir hikaye içermesinin ortaya çıkması halinde yeniden yargılama yapılmalıdır.[19] Bu kapsamda ceza yargılamasında hükümlüler lehine olan düzenlemelerden yeniden yargılama hakkına dayanılarak kişinin hükümlülük durumunun yeniden gözden geçirilmesi ve yargılamanın yapılması sürecinde de hükümlünün mağduriyetinin önlenmesi için CMK’nın 312. maddesine dayanılarak infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verilebilmelidir.

 

Yargıtay 1. Ceza Dairesi bir kararında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-b bendinde “… yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılması…” durumunda yeniden yargılama kararı verilmelidir. Eğer yalancı tanık hükmü etkilememiş ise, bu halde yeniden yargılama kararı verilmemelidir. Yargılama yenilenme kararı bir suça dayanıyor ise, önceki yargılama organı önünde açılacak dava ile bunun saptanmasını ve hükümlülük kararı alınması zorunludur.[20]

 

  1. c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmesi halinde

Hükmü vermiş olan hâkimin veya hakimlerden bir tanesinin daha sonra karar vermedeki kusurlu hareketleri neticesinde hakkında bir kovuşturma veya mahkûmiyet söz konusu olması durumunda vermiş olduğu hükmün ortadan kaldırılması için yeniden yargılama kararı verilmelidir. (CMK 311/1-c)

 

Bu nokta belirtmek istediğimiz husus; 15 Temmuz 2016 darbe girişimi neticesinde yargıdaki hâkim ve savcıların tutuklanmaları ve meslekten ihraç edilmelerine yönelik kararların sağlıklı olmadığıdır. Ergenekon, Balyoz, casusluk, şike gibi toplum gündemine gelen davalar neticelenmiş olmasına karşın CMK 311/1-c bendine göre yeniden yargılama yapılmalıdır. Kanaatimizce bu denli toplumun dikkatini çekmeyen diğer davalarda da yeniden yargılamanın yapılıp yapılmayacağı konusu ciddi bir şekilde incelenmelidir. Böyle bir haksızlığın görülmesi durumunda bir yasal düzenleme yapılarak ve bir komisyon kurularak bu dosyalar tüm şikayetler doğrultusunda incelenmelidir.

 

Her bir hukukçu 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde de bu tür yanlı yargılamalara şahit olmuştur. Örneğin; Balyoz davasında yargılanan kişilerin avukatlığını yapan bir meslektaşımız yargılama sırasında iddianame hakkında “kötü bir senaryo” demesi üzerine meslektaşımız hakkında soruşturmayı yapan savcılara ve yargılamayı yapan mahkeme heyetine hakaretten suç duyurusunda bulunulmuş ve soruşturma açılmıştır. Açılan bu soruşturmaya tüm itirazlarımızı ileri sürmemize karşın ağır ceza mahkemesinde yargılama yapılmış ve yargılama sırasında tüm meşru talepler kabul görmeyerek reddedilmiştir. Ardından iddia makamına dosya tevdi olunmuş ve iddia makamı meslektaşımızın cezalandırılmasını talep etmiştir. Savunma amaçlı süre alınması sonrasında yargıdaki bu ihraçlar nedeniyle meslektaşımızın beraatına karar verilmiştir. Bir başka örnekte ise; iki komşu arasında borç alışverişinden kaynaklı olarak bir problem yaşanması sonrasında alacaklı olduğunu iddia eden kişi komşusunu şikâyet etmiştir. Bu şikâyet üzerine yağma suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, tehdit suçundan ise sulh ceza mahkemesine dava açılmıştır. Sulh ceza mahkemelerinin kapatılması üzerine dosya asliye ceza mahkemesine gönderilmiş ve asliye ceza mahkemesinde herhangi bir yargılama yapılmaksızın tensip tutanağıyla sanıkların yağma suçundan tutuklanmalarına ve dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Ağır ceza mahkemesinde yapılan yargılamada ise yağma suçundan takipsizlik kararı olmasına karşın sanık hakkında 11 yıl hapis cezasına hükmedilmiş ve karar 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından bozulmuş ve sanıklar beraat etmiştir. Burada ilginç olan bir diğer husus da yargılama sırasında yargılamayı yapan heyetin katılan vekili ile yakın arkadaş olmasından kaynaklı olarak, tarafların mahkeme salonu dışına çıktıkları esnada sanığı durdurarak “Katılana 1.000.000-TL ver, uzlaşın.” demesidir. Bunun yanında belirtmek isteriz ki; yargılamayı yapan heyetteki hakimler 15 Temmuz sonrasında tutuklu veya firari olup, katılan vekili de Fetö Terör Örgütü üyeliğinden tutuklanmıştır.

 

Yukarıda belirtilen örneklerden de anlaşılacağı üzere buna davalar birçok kişiyi mağdur etmiştir. Davalarda ortak hareket eden bu kitlenin vermiş oldukları kararların yeniden gözden geçirilmesi ve bunun yasal düzenleme yapılarak tüm kararlara şamil olacak şekilde incelenmesi Anayasamızın 2 ve 36. maddelerine uygun düşecektir. Bu yönde görüş bildiren Prof. Dr. Ersan Şen’in ihraç edilen hâkim ve savcıların tüm kararlarının yeniden incelenmesi ve araştırılması gerekeceği şeklindeki görüşüne katılmaktayız. Ancak belirtmek isteriz ki; hâkim ve savcıların disiplin suçlarının 311/1-c maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

  1. d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hükmün kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılması halinde

 

Daha önce verilen hükmün dayanağını teşkil eden hukuk mahkemesi kararının ortadan kalkması yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında sayılmaktadır. Bunun yanında kanaatimizce hukuk mahkemesi kararıyla ceza davasının sanık lehine bir duruma dönüşmesi de yargılamanın yenilenmesi için yeterli görülmelidir. Bir dava görülürken, kesin delil olarak mahkemeye bir ilam sunulmuş olup, mahkeme de bu ilamı esas alarak kararını vermiş olması durumunda, karar esas olan bu ilamın kesin bir hükümle ortadan kalkması da yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden birisidir.[21]

 

  1. e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması halinde

 

CMK’nın m. 311/1-e bendine göre; hükmün kesinleşmesi sonrasında ortaya çıkmış olan yeni olaylar veya delillerin bir hükmü doğrudan değiştiriyor nitelikte olması durumunda yargılamanın yenilenmesine karar verilmelidir. Kanun metnine göre; yeni bir olay ve yeni delillerin tek başına veya dosyada bulunan diğer delillerin daha etkili bir duruma gelmesine yol açarak sanığın cezasını azaltıyor, kaldırıyor veya daha fazla bir cezaya mahkum edebilmesini gerektirecek nitelikteyse bu hükme dayanılarak yargılanmasının yenilenmesi talep edilebilir.

 

  1. aa) Hükme esas olan olayla ilgili olarak Yargıtay tarafından içtihat değişikliği söz konusu olup da bu değişiklik sanık lehine ise yeniden yargılama yapılabilecektir. Ancak yeni olaylar sanık aleyhine bir durumun doğmasına neden olabilecek ise, bu halde yargılamanın yenilenmesine karar verilmeyecektir. Yeni delil ve yeni olayların ortaya çıkması daha önce verilen hatalı kararın sanık lehine yenileneceği anlamını taşımaktadır.

 

  1. bb) Yeni delile dayanarak yargılamanın yenilenmesi istemi yeni bir bilirkişi raporu ile yapılabilecektir. Ancak uygulamada bilirkişi raporları veya hukuki mütalaaların yargılaması yenilenmesi taleplerinin kabulünde çok da etkili bir delil olmamaktadır. Yeni bir bilirkişi raporunun yargılamada etkili olabilmesi için hükme esas teşkil eden önceki bilirkişi raporundan çok daha etkili olması gerekmektedir. Gelişen teknolojik yeniliklerin önceki raporlarda yer almamış olması ve hükmün kesinleşmesi sonrasında bu teknolojik gelişme ile düzenlenen bilirkişi raporlarının yargılamanın yenilenmesinde esas olabilir. Örneğin yazı ve imzanın yaş tayininin mahkemelerce yapılamamış olması nedeniyle birçok kişi mağdur edilmektedir. Bu konuda özel bilirkişi görüşlerine başvurulmakta ve fakat bu görüşlere itibar edilmemesi nedeniyle yargılamalarda ciddi hatalara düşülmektedir. Prof. Dr. Salih Cengiz ve ekibinin yazı ve imzaların yaşı konusunda ciddi çalışmaları olup, bu yönde birçok yazı ve makaleleri mevcuttur. Hatta Yargıtay’a bu konuda bir sunum yapmalarına karşın mahkemeler bu konudaki araştırmaları yapmamakta ve bu nedenle kararlarda ciddi mağduriyetler söz konusu olmaktadır.[22]

 

Dava dosyasındaki önceki raporun yetersizliği veya raporların birbiriyle çelişkili olmasını ileri sürmek suretiyle olay konusunda daha uzman olan kişilerden yeni bir rapor alınması veya önceki raporları temelden sarsacak nitelikle olması nedeni ile yeniden yargılama yapılmalıdır. Bu farklı raporun yeniden yargılama için delil olması için önceki kararı ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte olması gerekir. Burada şüpheden sanık değil, önce verilen hüküm yararlandırılmalıdır.[23] Eğer yeni bilirkişi önceki bilirkişinin raporunda kullandığı olgulardan hareket ederek yeni bir sonuca varıyor ise, bu takdirde yargılamanın yenilenmesi talebi reddedilecektir.[24]

 

  1. f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.

 

Avrupa İnsan hakları Mahkemesi Kararlarının yargılamanın yenilenmesinde delil olarak kabul edilebilmesi için AİHM kararlarının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde başvuru yapılması gerekmektedir. (CMK m.311/1-f) Bu hüküm 04.02.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 04.02.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.

 

7-) YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEBİNDE DİLE GETİRİLEN SEBEPLER DEĞİŞTİRİLEMEZ

 

Ceza Muhakemeleri Kanunumuzun 311. maddesinde yer alan yargılamanın yenilenmesi sebeplerini açıklanmaktadır. CMK’nın 315. maddesinde ise “Kanunun aynı maddesinde yer almış sınır içerisinde olmak üzere cezanın değiştirilmesi amacı ile yargılamanın yenilenmesinin talep edilemeyeceği” belirtilmiştir. CMK 311/1-e bendinde olduğu gibi mahkemenin takdir değerlendirmesi sonucunda hükmedilen ceza miktarı değişemez. Çünkü takdir yetkisine dayanılarak verilen ceza miktarlarındaki hatalar yenilenmenin bir sebebi olmamaktadır.[25] Ayrıca hatanın giderilebilmesini sağlayacak başka bir yol varsa, yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna gidilemez. (CMK m.315/2)

 

😎 YARGILAMAININ YENİLENMESİ İÇİN BAŞVURULACAK MAKAM

 

5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 318. maddesine göre yenileme istemi hükmü veren mahkemeye yapılacak bir başvuru ile olmaktadır. Yenilenme için üç safha vardır[26]

  1. Davanın kabule şayan olup olmadığının araştırılması safhası,
  2. İlk soruşturma safhası,
  • Son soruşturma safhasıdır.

Bu üç aşamanın incelenmesi ve yargılamayı yapacak makamın CMK 318. madde gereğince hatalı karar vermiş olan ilk hükmü veren mahkeme olmalıdır.

9-) YENİLEME İSTEMİNİN KABULE DEĞER GÖRÜLMEMESİ NEDENLERİ VE KABULÜ HALİNDE YAPILACAK İŞLEM

 

Yargılamanın yenilenmesi istemi, kanunda belirlenen şekilde yapılmamış veya yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal hiçbir neden gösterilmemiş ise, bu istem kabule değer görülmeyerek reddedilir. (CMK m.319/1) Aksi halde yargılamanın yenilenmesi istemi, bir diyeceği varsa yedi gün içinde bildirmek üzere Cumhuriyet Savcısı ve ilgili tarafa tebliğ edilir. (CMK m.319/2) Bu madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir. (CMK m. 319/3)

 

Yargılama makamı, davanın kabule değer olup olmadığını duruşmasız araştıracaktır. Bu ilk safhada karşı tarafın mütalaası alınmaz. Ancak karşı taraf savcılık ise, mütalaası yazılı veya sözlü olarak alınır. (CMK m.33) İlgili mahkeme başvuruyu kabule değer görmez ise başvuruyu reddedecektir. Yenilenme davasını kabule değer görülmesi durumunda, CMK’nın 319. maddesinde yazılı hususlar mahkemece araştırılır.

 

Bu durumda;

 

  • Dava kanunda gösterilen şekilde açılıp açılmadığına,

 

  • Başvuruda yenilenmeyi gerektirecek yasal nedenlerin gösterilip gösterilmediğine,

 

  • Başvuruda gösterilen nedenlerin doğruluğunu kanıtlayacak delillerin açıklanıp açıklanmadığına bakılır.

 

İncelemeyi yapan mahkemenin bunlardan bir tanesi konusunda olumsuz bir sonuca varması halinde davayı kabule değer görmeyerek talebin reddine karar verecektir. (CMK m.319) Eğer mahkeme başvuruyu yeterli görürse davanın kabulüne ve delillerin toplanmasına karar verir. (CMK m.320)

 

Yargılamanın yenilenmesi kararı;

 

Yargılamanın yenilenmesine karar vermek, asıl Ceza Muhakemesindeki “İddianamenin kabulü” yani son soruşturma açma niteliğinde olup, eski hükmü ortadan kaldırmak değildir.

 

Yargılamanın yenilenmesinde ise; eski hüküm ancak yeni bir hüküm verilince ortadan kalkar. Burada şüpheden sanık yararlanır ilkesi işlemez. Burada şüpheden sanık değil eski hüküm yararlanır.[27]

 

 

Yargılamanın yenilenmemesi kararı;

 

Yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine istemin esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın karar verilebilir. (CMK m. 321/1) İlgili maddeye göre;

 

  1. Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar yeterli derecede doğrulanmazsa,

 

  1. Sahte belgenin, tanığın yalan beyanının veya bilirkişinin yalan raporu hükme tesir etmemiş olduğu anlaşılırsa yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir.

 

AİHM’in ihlal tespiti sonrasında ihlal oluşturan durumun araştırılması yolu böylece kapatılmıştır.[28] Yenilenme talebinin kabul edilmesi veya reddedilmesine dair kararlara yönelik CMK 319 maddeye göre itiraz hakkı tanınmaktadır.

 

10-) MAHKEME YARGILAMANIN YENİLENMESİ TALEBİNİ KABUL EDERSE, DELİLLERİN TOPLANMASINA KARAR VERİR.

 

Mahkemenin CMK’nın 319. maddesine göre yargılamanın yenilenmesine karar vermesi durumunda, delillerin toplanması amacıyla CMK m.320/1’e dayanarak bir naip hâkim atamak sureti ile delilleri toplayabilir. Delillerin mahkemece veya naip hâkim tarafından veya istinabe suretiyle toplanması sırasında, soruşturmaya ilişkin hükümler uygulanır. (CMK m.320/2) Delillerin toplanması bittikten sonra Cumhuriyet Savcısı ve hakkında hüküm kurulmuş olan kişiden yedi günlük süre içinde görüş ve düşüncelerini bildirmeleri istenir. (CMK m.320/3) Yargılamanın yenilenmesinin kabulü halinde eğer karşı taraf mevcut ise, bu karar sonrasında kabul kararına yönelik bir diyecekleri varsa bildirmeleri için karşı tarafa durum bildirilir. Ara soruşturma olarak kabul edilen bu evrede mahkeme ya yargılamanın yenilenmesine kararı veya yargılamanın yenilenmemesi kararı verecektir. (CMK m.321) Yargılamanın yenilenmesine karar verilince muhakeme yenilenir ve mahkeme yargılamanın yenilenmesi sebepleriyle bağlı değildir. Mahkemece daha önceden verilen hüküm kalkmamıştır. Buna karşın ilk defa yargılama yapılıyormuş gibi hareket edilecek ve mahkemece yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilecektir.[29] Hükümlü ölmüş ise duruşma yapılmaksızın hükümlünün beraatına veya yargılama isteminin reddine karar verilir. (CMK m.322/1) Mahkeme bu hususta yeterli delil varsa Cumhuriyet Savcısının uygun görüşünü aldıktan sonra duruşma yapılmaksızın hükümlünün derhal beraatına karar verir. (CMK m.322/2) Mahkeme beraat kararı ile önceki hükmün ortadan kaldırılmasına da karar verir. (CMK m.322/3) Yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın ardından, önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen kaldırılması dolayısıyla kişinin maddi ve manevi zararları CMK’nın 141. İle 144. maddesi uyarında tazmin edilir. (CMK 323/3)[30]

 

11-) YENİDEN DURUŞMA YAPILMASI VE DURUŞMA SONUCUNDA VERİLECEK HÜKÜM

 

Duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden karar verir. (CMK m. 323/1) Mahkemenin yeniden yargılama kararı vermesi sonrasında yargılama sırasında yenileme sebepleri ile bağlı kalmaksızın ilk defa muhakeme yapılıyormuş gibi hareket edecektir. Yargılamanın yenilenmesi sonrasında duruşma yapılır. Yargılamanın yenilenmesine karar verirken duruşma yapılmasına da karar verecektir.[31] Yenilenmesi kararının kabulü sonrasında duruşma yapılması kuraldır. Duruşmanın yapılmaması ise istisna olarak kabul edilmektedir.

 

12-) CEZANIN AĞIRLAŞTIRILMASI YASAĞI

 

Yeniden yargılama talebinin kabulü sonrasında sanığa daha ağır ceza verilemez. (CMK m.323/2) Yenilenme hükümlü lehine açılmış ise eski hükümden verilmiş cezadan daha ağır ceza verilemez.[32] Sanık aleyhine yargılamanın yenilenmesi durumunda CMK 314/1 maddesine göre aleyhte karar verilebilecektir.[33]

 

13-) YARGILAMANIN YENİLENMESİNE KARŞI KANUN YOLU

 

Yargılamanın yenilenmesi muhakemesi sonunda verilen hükümler istinaf edilebilir. Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin karara vaki itirazın inceleme merciince reddedilmesi halinde verilen karar kesindir. Temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere karşı “kanun yararına bozma” isteminde bulunulabileceği öngörülmektedir. İleri sürülen nedenler yerinde görülmesi halinde kesinleşen karar veya hüküm kanun yararına bozulur.

 

[1] Kunter. Yenisey. Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[2] Yargıtay 3.CD. 27.03.2008 gün 1812/3170 sayılı kararı

[3] Prof.Dr.Nevzat Toroslu Ceza Muhakemesi Hukuku

[4] Prof.Dr.Yener Ünver,Prof.Dr.Hakan Hakeri Ceza Muhakemesi Hukuku

[5] Yargıtay 1.CD,08.12.1999 tarih 3547/4139 sayılı kararı

[6] Prof.Dr.Doğan Soyarslan Ceza Muhakemeleri Usulü Hukuku

[7] Prof. Dr. Y. Ünver, Prof. Dr. H. Hakeri Ceza Muhakemesi Hukuku

[8] Yargıtay 1.CD.13.01.2010 tarih 2010/10007-4 sayılı kararı

[9] Yargıtay’ca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir: a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraata veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse. b) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse. c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise. d) Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse. e) Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise. f) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise. 9178-1 g) Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş ise. h) Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa.

[10] Prof-Dr-Ersan-Şen/2098391-yargilamalarin-yenilenmesi-sureci

[11] Anayasa Mahkemesi 10.04.2019 tarih,2018/160 Esas,2019/23 Sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi 05.03.2015 tarih,2014/161 E,2015/26 K.

[12] www.milliyet.com.tr/gundem/savci-sarikayaya-aihm-yolu-kapali-

[13] Yargıtay 4.CD,28.05.2008 tarih,864/14072 sayılı kararı

[14]  Yargıtay 1.CD.10.10.1994 tarih 1994/3258-3185 sayılı kararı

[15] Madde 342 – (Değişik: 21/5/1985 – 3206/68 md.) Muhakemenin iadesi talebinde bulunan hükümlü haksız çıkar ve kötü niyetli olursa onbin liradan ellibin liraya kadar ağır para cezası da hükmolunur.

[16] Yargıtay 8.CD,11.05.2005 tarih 11135/3218 sayılı kararı

[17] Prof Dr.Y.Ünver,Prof Dr.H.Hakeri Ceza Muhakemesi Hukuku

[19] Yargıtay 4.CD.2012/14177 E.2012/17123 K.

[20] Yargıtay 1.CD.2013/4692 E.2013/5776 K.

[21] Yar.Doç.Dr.Ramazan Çağlayan. http://www.idare.gen.tr/caglayan-yenileme.htm

[22] Prof.Dr.Salih Cengiz.Adli Belge İncelemelerde Kriminal Teknikler.

[23] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[24] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[25] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[26] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[27] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[28] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[29] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[30] Yargıtay 10.CD.12.12.2006 tarih 2006/14092-14218 sayılı karar

[31] Kunter.Yenisey.Nuhoğlu-Ceza Muhakemesi Hukuku

[32] CMUK m.341

[33] Yargıtay 1.CD.05.02.2007 tarih 2002/3118-2945 sayılı kararı